UAEA’nın 67. Genel Kurulu’na İran ve Ukrayna’daki nükleer gelişmeler damgasını vurdu
8 mins read

UAEA’nın 67. Genel Kurulu’na İran ve Ukrayna’daki nükleer gelişmeler damgasını vurdu

Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) 67’inci Genel Kurul Toplantısı’na, İran’ın nükleer faaliyetleri ve Ukrayna’daki nükleer güvenliğe ilişkin tartışmalar damgasını vurdu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in mesajının okunmasıyla başlayan Genel Kurul Toplantısı’nda UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi’nin 4 yıl sürecek ikinci başkanlık dönemi, üye ülkelerin oluruyla başladı.

UAEA Başkanı Grossi, konuşmasında, nükleer teknoloji ve bilimin kanser tedavisi alanında kullanılmasını ve Ajans’ın son 4 yılda yaptıklarını aktardı.

Grossi, Ukrayna’da savaşın başlamasıyla UAEA’nın bu ülkedeki nükleer güvenlik ve emniyet için faaliyetlerini artırdığını belirterek, özellikle Zaporijya Nükleer Santrali’nde olası bir nükleer kazanın yaşanmaması için yapılan çalışmalara değindi.

Nükleer santralin zarar görmemesi ve nükleer güvenliği tehdit edebilecek bir durumun yaşanmaması için 5 maddeden oluşan bildiriyi bu yılın başında BM’nin New York’taki merkezinde dünya kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Grossi, Zaporijya’da nükleer güvenliğin sağlanması amacıyla yürütülen doğrulama ve gözlem faaliyetleri için uzman sayısının artırıldığını ifade etti.

Zaporijya Nükleer Santrali’ne ilişkin artan kaygılar vurgulandı

Grossi, nükleer tesisin yakınlarında süren askeri hareketliliğe bir kez daha değinerek, “Düzenli güncellemelerimde belirttiğim gibi, tesis çevresinde askeri faaliyetlerin açıkça görülmesi, tesisin nükleer güvenliği konusunda endişelere neden oluyor.” dedi.

İran’ın nükleer faaliyetlerinin denetlenmesi ve doğrulanmasına ilişkin yaşanan sorunları da anlatan Grossi, Tahran yönetiminin Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak adlandırılan İran nükleer anlaşması kapsamında taahhütlerini yerine getirmemesiyle başlayan sorunların sürdüğünü kaydetti.

Grossi, İran’la çözüme kavuşturulması gereken sorunların bulunduğunu, bu doğrultuda Mart 2023’te taraflar arasında varılan mutabakat koşullarının yerine getirilmediğini, bu mutabakat kapsamında istenilen düzeyde de bir ilerleme kaydedilemediğini hatırlattı.

İran’dan tam işbirliği beklentisi

İran’la aktif olarak çalışmaya hazır olduğunu vurgulayan Grossi, “Yalnızca İran’ın tam işbirliği ve somut sonuçlar, bizi İran’ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğuna ikna edebilir güvencelere taşıyacaktır.” dedi.

İran’dan İsrail’e “nükleer suçlama”

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed İslami, toplantıda yaptığı konuşmada, nükleer silahlardan arınmış bir Orta Doğu için çaba sarf ettiklerini kaydederek, İsrail’in nükleer faaliyetlerinin kaygı verici olduğunu söyledi.

İslami, UAEA’nın nükleer programları denetlemek amacıyla üye ülkelerle yaptığı Güvenlik Denetimi Anlaşması’na taraf olmayan İsrail’in, İran’ın barışçıl nükleer çalışmalarına yönelik gerçek dışı iddialarla dünya kamuoyunu etkilemeye çalıştığını dile getirdi.

UAEA’nın, İran’da kesintisiz ve en güçlü doğrulama ve gözlem faaliyetlerinde bulunduğunu kaydeden İslami, ABD’nin nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak 5 yıl önce ayrıldığını, uyguladığı bütün yaptırım ve baskılara rağmen ülkesinin barışçıl nükleer faaliyetlerinin geliştirilmesine engel olamadığını ifade etti.

Üye devletlerin ilgili koruma anlaşmaları kapsamındaki yasal yükümlülükleri ile taahhütleri arasında açık bir ayrım olduğunu belirten İslami, “KOEP ile ilgili doğrulama ve gözlem faaliyetleri gönüllülük esasına dayalıdır ve hiçbir şekilde Kapsamlı Güvenlik Denetim Anlaşması ile bağlantılı değildir. Dolayısıyla bunların iddia edilen konularla tekrar ilişkilendirilmeye çalışılması tamamen asılsız ve kabul edilemez.” dedi.

İran’dan UAEA’ya tarafsızlık çağrısı

İran’ın Kapsamlı Güvenlik Anlaşması uyarınca taahhütlerini yerine getirmeyi sürdürdüğünü, UAEA’nın ülkelerinde doğrulama faaliyetlerini sorunsuz bir şekilde yürütmesini sağlamak için ellerinden gelen çabayı gösterdiğini savunan İslami, “İran’ın tüm nükleer malzemeleri ve faaliyetleri UAEA’ya beyan edilmiş ve Ajans tarafından doğrulanmıştır. Bu nedenle Ajansın, İran’daki doğrulama faaliyetlerine ilişkin raporunu tarafsızlık, profesyonellik, nesnellik ve objektiflik ilkeleri temelinde sunmasını bekliyoruz.” dedi.

İslami, İran’ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl olduğuna dair yeterli güvencenin UAEA’da bulunduğunu, iki taraf arasında çözüme kavuşturulmamış konuların en kısa sürede sonuçlandırılmasını beklediklerini aktardı.

ABD’nin UAEA’ya desteği sürecek

ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm da ABD Başkanı Joe Biden’ın UAEA’nın nükleer silahların yayılmasını önleme ve kanser gibi hastalıklara yönelik nükleer teknolojinin yaygınlaştırılması amacıyla ortaya koyduğu çabalardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Granholm, Rusya’nın Ukrayna’da saldırgan tutum sergilediğine ve nükleer tesislere yönelik sorumsuz davranışlar içinde olduğuna değinerek, ülkesinin, Ukrayna’daki nükleer tesislerde olası bir kaza durumunda olağanüstü bir çaba ortaya koyan UAEA çalışanlarını desteklemeyi sürdüreceğini bildirdi.

Rusya, nükleer güvenlik alanında Ukrayna’yı suçladı

Rusya Devlet Nükleer Enerji Kuruluşu Rosatom’un Genel Müdürü Aleksey Likhachev de Ukrayna’daki Zaporijya Nükleer Santrali’nin yalnız Kiev yönetiminin yapabilecekleri nedeniyle risk altında olduğunu ileri sürdü.

Likhachev, Ajans yetkililerinin bir yılı aşkın süredir Zaporijya’da çalıştıklarını kaydederek, “Kiev silahlı kuvvetlerinin pervasız eylemlerinin, tesis ve personeline yönelik tek tehdit olduğunu söyleyebilirim.” dedi.

Rusya’nın nükleer tesislere yönelik temel yaklaşımının değişmediğini vurgulayan Likhachev, nükleer saha ve tesislerin korunmasının kendileri için mutlak bir önceliğe sahip olduğunu sözlerine ekledi.

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko da Rusya’nın hem Çernobil hem de Zaporijya nükleer santrallerindeki tutumuna değinerek, uluslararası kamuoyunun nükleer güvenliğin sağlanabilmesi için derhal eyleme geçmesi gerektiğini söyledi.

Galushchenko, Zaporijya’nın 7 kez dış enerji bağlantısının koptuğunu, bunun nükleer güvenlik açısından çok riskli bir durum olduğunu belirterek, olası bir kazanın yalnız bölgede değil, Avrupa’nın büyük bir kısmında istenmedik sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.

Genel Kurula, Türkiye’nin BM Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Levent Eler, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji ve Uluslararası Projeler Genel Müdürü Afşın Burak Bostancı ve Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) Başkanı Abdulkadir Balıkçı da katıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir